بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرۡدٗا وَلَا شَرَابًا ٢٤

Orada ne bir serinlik ve ne de içecek bir şey tadacaklar!

– Diyanet İşleri

إِلَّا حَمِيمٗا وَغَسَّاقٗا ٢٥

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

– Diyanet İşleri

جَزَآءٗ وِفَاقًا ٢٦

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُمۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ حِسَابٗا ٢٧

Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı.

– Diyanet İşleri

وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابٗا ٢٨

Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı.

– Diyanet İşleri

وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ كِتَٰبٗا ٢٩

Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) tamamiyle sayıp tespit ettik.

– Diyanet İşleri

فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا ٣٠

Kâfirlere şöyle denilir: “Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız.”

– Diyanet İşleri

إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا ٣١

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

– Diyanet İşleri

حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا ٣٢

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

– Diyanet İşleri

وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا ٣٣

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

– Diyanet İşleri

وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا ٣٤

(31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu